Muharrem Karanfilci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Yozgat harmanında patoz yapmak

Yozgat harmanında patoz yapmak

featured

Muharrem Karanfilci yazdı…

Türkiye Süper Ligi bu hafta şekillenmeye başlarken, siyaset gündemi yine karmakarışık bir hale geldi. Bazen kalp krizlerinin artışını, ülkemizdeki yaşananlara bağlamıyor değilim. Bu kadar stres ve heyecana; bir de yetersiz beslenme, ekonomik çöküntü, ahlaki deformasyon ve olumsuz yaşam şartları eklenince, sonuç kaçınılmaz oluyor sanki… İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder’in kalbi de buna dayanamadı, diye düşünüyorum. Kalp krizi geçirdi ve hala yoğun bakımda…

Cuma günü tek maç vardı. Galatasaray, son haftaların başarılı takımı Bodrumspor’u, kendi evinde 2-0 yenerek, zirvedeki yerini korudu. Ülkemizde yaşanan don olayı, Bodrum mandalinalarını daha çok etkilemiş olacak ki tekrar düşme potasına indiriverdi. Bodrum begonvilleri, bundan sonra çiçek açar mı, önümüzdeki haftalar gösterecek.

Cumartesi günü dört maç vardı. Hatayspor, ilk yarısını önde kapattığı müsabakanın sonunu getiremeyerek, Konyaspor’a son dakikalarda yediği golle, 3-2 mağlup oldu. Pahalılıktan artık çok az kimsenin yiyebildiği etli ekmek hasretini, gurbette, Mersin’de oynadığı bu maçta, üç porsiyon tantuni ile giderdi.

Kasımpaşa ise, konuk ettiği ve gollü geçmesi beklenen maçta, Sivasspor’u 3-1 yendi. Kasımpaşa, İstanbul’da tarihi semtlerimizden birisi olarak bilinir. Eski değerlerimizi koruyamadığımız gerçeği tartışılırken, yine eski bir Kasımpaşalı olan Tayyip Erdoğan’ın, Arap televizyonlarında, Kanal İstanbul projesi dönmeye başladı. Daha önce “İstanbul’a ihanet ettik, ben de bundan sorumluyum” diyen Recep Tayyip Erdoğan’a, Devlet Bahçeli “Erdoğan bu proje ile neyi amaçlamaktadır” diye, neden bir “tweet” atmamaktadır. Nitekim vatandaşlık karşılığında, Kanal İstanbul bölgesinde, mülk satışları tekrar başladı. Bülent Arınç, İ.Melih Gökçek’e “Ankara’yı parsel parsel sattı” ifadesini kullanmıştı. İstanbul için fikrini sorsalar mı acaba? Yeni bir tartışmanın açılacağı muhakkak ama en çok tartışılması gereken konu, Türkiye’nin boğazlarla, Montrö ile ilgili olarak, egemenliğinin tartışılmaya açılması olacaktır.

Sivasspor, geçen hafta “Doğal Olan Normal Doğum” pankartı ile sahaya çıkmış ve kamuoyunun büyük bir tepkisini çekmişti. Sivasspor, bu maçtan sonra, kümede kalmak için dokuz mu doğurur bilemeyiz ama ilk düşüğünü yaptı bile… Şimdi sorarım size, Kanal İstanbul mu normal olan, kadının sezaryenle doğum yapması mı?

Trabzonspor, konuk olduğu Adanademirspor’u 1-0 yendi. Küme düşmesi kesinleşen Demirspor’u farklı yenmesi bekleniyordu. Ancak zar zor 1-0 kazanabildi. Ama asıl kazanan bu hafta, altın yatırımcısı oldu. Trabzon burması mı iyi, yoksa Adana burması mı derken, altın uçtu gitti. Bırakın bilezik almayı, beş gram altın şimdilerde, bir asgari ücret ediyor. 1980 darbesinde bile asgari ücret, hiç bu kadar “ASKERİ” ücret olmamıştı.

Günün son maçında Beşiktaş, bu hafta da göze geldi. Göztepe ile 1-1 berabere kaldı. Dişinden tırnağından artırıp maça gelen Beşiktaş taraftarı, maça gittiğinde, “bu oyuncular için mi maça geldik”, demeye başladı. Ekonomide de durum aynı… Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, milletin dişinden tırnağından artırarak ödediği vergileri, İmamoğlu’nu tutuklama adına, bir gecede yakıverdi. Şimdi millet, İmamoğlu’nu tutuklamanız için mi bunca ekonomik sıkıntıya katlandı.

Pazar günü üç maç oynandı. Başakşehir, kendi evinde Gaziantep’i 2-1 yenmeyi başardı. Her iki takımda da kırmızı kart vardı. Çok da centilmen geçmeyen ligimizde, sadece bu maçta karşılıklı kırmızı kartın olması şaşırtıcıydı. Hakem, en azından bu konuda adaletli davrandı. Bu arada “hak, hukuk, adalet”, yerimiz “DAR BEE” diye sokaklara çıkan, üniversiteli öğrencilerimizin bir bölümü hala hapiste, tutuklu… Geç gelen adalet, adalet olmayacaktır.

Rizespor, günün ikinci maçında, taraftarı için, belki de o gün, güneşte demleyip çayını, yüreğinden süzüp öyle ikram etmiş olabilir. Çok önemli maçı, Eyüpspor karşısında 1-0 kazanarak, kümede kalmak için önemli bir kazanım elde etti. Borsa gibi bir anda yükselişe geçti. 37 puan ile haftayı tamamladı. Borsa demişken, hafta sonuna girilirken, ani düşüşler yaşanmaya başladı. CHP’ye kayyum atayacaklar söylentileri, Rasim Ozan Kütahyalı’nın operasyonu olduğu ortaya çıktı. Aslında bu insanlara, itibar etmemek gerekir. O gün, borsada binlerce lira buhar oldu. Aslında Abdülkerim Durmaz, bir programda Rasim Ozan Kütahyalı’nın yüzüne, “Sen Büyük Operasyon Çocuğusun” demişti. Ne dersiniz Rasim Ozan Kütahyalı, Abdülkerim Durmaz’ın dediği gibi “Operasyon Çocuğu” mudur?

Günün son maçında Fenerbahçe taraftarı konvoylar halinde stadyuma koştu. Rakip Kayserispor’du. Takımının neredeyse hepsi cezalı ve sakat durumdaydı. Fenerbahçe’nin de mutlak kazanması gerekiyordu. Farklı bir skorla galip gelmesi beklenen Fenerbahçe, sürekli geriye düşerek götürdüğü maçı, önde girdiği son dakikalarda, yediği golle 3-3 berabere bitirdi ve lige havlu attı. Yozgat’ta çiftçilerden yükselen seste “ülke turpınan, şalgamınan yönetilmez, adalet ile yönetilir” sesleri, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda “takım parayınan, pulunan yönetilmez” seslerine bırakarak, Ali Koç ve Acun Ilıcalı istifaya davet edildi.

Pazartesi tek maç vardı. Alanyaspor, “acil kan aranıyor” ilanına çıktığı maçta, Samsunspor’u yenerek aradığı kanı buldu. Güneyden, kuzeye selam çaktı. Ve tekrar, deniz fenerini yakarak, ligde kalmak için, aydınlığa bir nebze de olsa çıkmayı başardı.

Turplar savaşı bu hafta sona erdi. Futbolda turpun büyüğü Saraçoğlu Stadyumundan çıktı. Galatasaray şampiyon olursa, bu ligin büyük turpu, Kayserispor olacaktır. Kayserisporlu futbolcuları tebrik etmek gerekir.

Haftanın veryansını ise Yozgatlı çiftçiler yaptı. CHP’nin Yozgat mitingine, öyle çakarlı konvoylarla değil, traktör konvoyuyla, uzaya uzaya geldiler. Halk konvoyuyla, “bıktık bıktık” diyerek geldiler. “Ananı da al git” söylemlerine, “geldik, gitmiyoruz”, diyerek geldiler. “Biz halkız” diyerek; çoluğu çocuğu, anası ile geldiler. Nazım Hikmet’in, Kuvayi Milliye destanında dediği gibi “harman yerine, kehribar başaklı sap çeker gibi” geldiler. Hoş geldiler…

“Ülke, turpınan, şalgamınan yönetilmez, adalet ile yönetilir”, diyerek, turplar savaşının sonuna, kocaman bir turp bırakıp, bitirerek,

Tıpkı Harman yerinde patoz yapar gibi,

“Köylü, milletin efendisidir” diyerek, gittiler.  

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun…

 

Not: Patoz yapmak: Tahılı dövmek, tohumları sap ve kabuklarından ayırmak, sap ve samanı birbirinden ayıklamak işidir.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!