Nejat Eslen yazdı…
11 Eylül saldırılarından sonra ABD, askeri gücü ile Afganistan’a girdi ve Büyük Ortadoğu Projesi’ni bu ülkede başlattı.
ABD, 11 Eylül’de kendisine yapılan saldırının, bütün NATO üyesi ülkelere yapılmış saldırı olduğu konusunda NATO’yu ikna etti ve ittifakın beşinci maddesini devreye soktu.
NATO, böylece görev sahası olan Kuzey Atlantik coğrafyasının dışında ilk defa kullanıldı.
Yirmi yıl süren Afganistan savaşı, ABD’nin ve Soğuk Savaş’ın galibi NATO’nun Taliban’a yenilmesi ile sona erdi.
ABD, NATO ve koalisyon güçleri Afganistan’dan çekilmekte.
Askeri güç çekilse bile elçilik görevlileri ve sivil yatırımcılar bu ülkede kalmaya devam edecek. Onların da çekilmesi gerektiğinde, güvenli çıkış için Kabil havaalanının açık tutulması gerekmekte.
Türkiye, bu şartlarda, askeri gücü ile Kabil havaalanının güvenliğini sağlamaya ve havaalanını işletmeye talip oldu.
Bu konuda görüşmeler devam etmekte ve Türkiye’nin ABD’den talepleri var.
Taliban, Türk askerinin de Afganistan’da bulunmasını istemediğini açıkladı.
Kabil havaalanının güvenliğini sağlamak riskli bir görev; çünkü, Taliban’ın bu havaalanına saldırma olasılığı da var.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bugün bu konuda yaptığı açıklamada Kabil havaalanının güvenliğinin sağlanmasını ve işletilmesini kastederek, “Bununla yapmaya çalıştığımız husus, oradaki Afgan kardeşlerimizin güvenliğine ve refahına katkı sağlayabilecek neler yapabiliriz, bunun arayışı içindeyiz. Buna çalışıyoruz.” dedi.
Doğrusu Kabil havaalanının güvenliğini sağlayarak, Afgan halkının güvenliğine ve refahına nasıl katkı sağlayabiliriz, ben bunu anlayamadım. Anlayan varsa bana lütfen anlatsın.
Ayrıca, koskoca küresel güç ABD, NATO ile birlikte yirmi yıl bu ülkede kalmış, halkın güvenliğini ve refahını sağlayamamış da bu görev bize mi düşmüş!
İki gün önce, akademik unvanı da olan yandaş bir asker eskisi, yandaş bir kanalda, “Afganistan’da çok kıymetli lityum madeni var, Türk askeri bu ülkeye bu maden için gidiyor, Kabil havaalanı Afganistan’ın kalbidir, biz bu ülkenin kalbine yerleşiyoruz” dedi.
Onun adına utandım.
Madem ki söz vermişiz, Kabil havaalanının güvenliğini sağlayacağız, benim başka bir fikrim var.
Mehmetçik’i gurbette Taliban’ın insafına bırakmayalım, riske atmayalım.
Bu görevi SADAT’a verelim. Havaalanının güvenliğini SADAT sağlasın. Onlar bu konuda tecrübeli.
Emekli General muhterem Adnan Tanrıverdi bu görev sayesinde İslam Birliği’nin temellerini de Afganistan’da atabilir, Taliban liderleri ile doğal yakınlık geliştirerek havaalanına saldırı riskini de kolayca elimine edebilir.
Kim bilir, belki Mehdi de Afganistan’a gelir…
Sayin Akar kilit rol gorevini ustleniyor
Yarin obur gun de cikar kelle derler
Okuduğunu anlayamamışsın. Yazar zaten ” Taliban Nato’yu yendi”diyor
SADAT ın yanında beşli mütteahit grubuda oradan ihaleler alsınlar..Birazda Afgan halkına hizmet versinler..O bölgeyi de kalkındırsınlar..
Taliban + Terör = ABD unutma !!!
PKK + Terör = ABD unutma !!!
Terör = ABD unutma !!! ABD = israil , unutma !!!
Komutanım öneriniz çok yerinde olmuş,izninizle bir iki ilave yapmak isterim.
Sadat orada halkın güvenliğini sağlarken bizlere yalansız doğru haberi aktaracak yandaş medyayı,geçiş garantili yol,köprü,hava limanı,hastane vb.hizmetler için ihalecileride gönderelim.
Olmaz komutanim. Onlar ne kednilerini ne de kendi cocuklarini oralara gonderir yada tehlikeye atarlar. Milletin colugunu cocugunu hendek savaslari adi altinda once goz yumup sonrada oa savaslarda bozuk para gibi harcayan bir yonetim hic oyle seyler yapar mi?
haberde bir tuhaflık var. türkiye, kabil havaalanına talip olmadı “talip” olacaksın dedi abd! ayrıa nato talibanı yenmedi. taliban olduğu yerde duruyor ve terör estirmeye devam ediyor.
Süper bir teklif
Süper fikir.
Harika bir fikir
Fikir mükemmel bunu sosyal medya da yaymak lazım.Çok iyi vallahi çok iyi billahi çok iyi..
Harika bir fikir.aynen katiliyorum
Sayin komutan Sadat harika fikir cok iyi olur, zaten sayin Akar in ne yapmak istedigi pek anlasilir gelmedi dogrusu.