Nejat Eslen
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. Okuyucumla sohbet

Okuyucumla sohbet

featured

Nejat Eslen yazdı…

Yıllar önce idi.

Omuzundaki apolete mümkün olan en fazla sayıda yıldızı dizebilmiş, askeri bürokraside en yüksek makama kadar yükselebilmiş emekli generale sormuştum; (O zaman ki adı ile) ‘’Cemaat ordunun içine bu kadar sızmış, farkında olmadın mı?’’. ‘’Emin ol bilmiyordum…’’ şeklinde cevap vermişti.

Bana bu cevap, Çinli strateji ustası Sun Tzu’nun şu sözünü hatırlatmıştı o zaman;

‘’Eğer düşmanını ve kendini tanıyorsan, yüz kere de savaşsan sonucundan korkmamalısın.

Eğer kendini tanıyor, fakat düşmanını bilmiyorsan, kazandığın her zafere karşılık bir de yenilgiye uğrarsın.

Eğer kendini de düşmanını da tanımıyorsan her savaşta yenilirsin.’’

Düşman ordunun içine sızmış, omuzuna mümkün olan en fazla sayıda yıldızı dizebilmiş komutanın bundan haberi olmamış!

Komutan ne düşmanını tanımış ne kendi ordusunu, ne de ordusunun içini, bu nedenle de bildiğimiz yenilgi kaçınılmaz olmuş. Hem de hiç savaşmadan…

Bunu niye anlattın şimdi diyeceksiniz.

Yine iç cephe meselesine sözü getireceğim.

Görüşleriniz, yorumlarınız, katkılarınız, övgüleriniz ve hatta tenkitleriniz için teşekkürler.

Biz en azından önemli bir şey başardık.

İç cephenin önemini ve karşı karşıya olduğu tehlikeleri hatırladık en azından.

Kişiler aynı tehlike karşısında farklı düşünüyor olabilir, saygı duymak gerekir.

Ancak vurgulamak istediğim önemli bir konu var.

İç cephenin karşı karşıya olduğu riskler, aniden ortaya çıkan ve ani reflekslerle karşılanabilecek riskler değildir.

İç cephenin karşı karşıya olduğu riskler, bir süreç içinde gelişen açık veya sinsi risklerdir.

İşte bu nedenle de iç cephenin korunması tedbirlerinin de en sonunda yapılacak ani reflekslerle değil, demokratik düzende uzun vadeli bir süreçte uygulanması gerekmektedir.

İşte benim yapmak istediğim de çok kapsamlı bu risklerin ve tedbirlerin öncelikle tanımlanmasını yapmak ile ilgili idi.

Çünkü, iç cephenin sağlam tutulması meselesi, kesinlikle son çare meselesi değildir.

Çünkü, iç cephenin sağlam tutulması meselesi, hem kendimizi, hem de iç cepheye yönelmiş tehlikeleri tanımak, tanımlamak, tedbirler geliştirmek meselesidir.

Başlattığım projenin devam etmesini isteyenlere sesleniyorum: Bunun için Veryansın Tv yönetiminin desteğini sağlamanız gerekir. 

SON SÖZ:

Duygusallık, ayrılık yok.

Veryansın’da yazmaya devam edeceğim.

Çünkü, ’’ Aslolan İç Cephedir’’.

 

 /></a></p><p> </p></div></div><div class=

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

9 Yorum

  1. 6 Mayıs 2021, 19:19

    Yanınızdayım.İç cephe asker olmama rağmen meselenin özetinin bu olduğunu anlıyorum.Devr kanunları uygulanmalı.Esas güçlükte burda.CHP iktidarda olsa bile bunun farkında değil.Bu iş yine geliyor NATO ya dayanıyor.Patron ABD Atatürk’e düşman.

    Cevapla
  2. Sayın Eslen ve sevgili VeryansınTV okuyucuları,
    Vatansever addettiğimiz insanlar bile artık vergilerini tam ödemekten ve uzun dönem askerlik yapmaktan imtina eder hale gelmiştir. Nutuk okuyan kalmamıştır. Vatandaşlık bilinci yerlerde sürünmektedir. Dürüstlük, çalışma ahlakı kaybbolmuştur. Böyle bir durumda acilen bir vatandaşlık bilinci eğitimi gerekmektedir. Bu eğitimde millet-vatan-devlet-çalışma-alın teri-dürüstlük-özgür düşünce-bilginin ve bilimin kıymeti-ahlak-çalışma ahlakı-vatandaşlık bilinci gibi konular işlenmelidir. Nutuk mutlak surette okutulmalıdır. Bu eğitim sizler gibi değerli insanlar tarafından organize edilmelidir, dil-din-ırk-mezhep-siyasi görüş ayırt etmeden herkese erişebilecek şekilde yapılandırılmalıdır. Mevcut siyasetin zehirli ortamından uzak durulmalıdır. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı dış cepheler karşısında yekpare bir iç cephe kurulması açısından mutlak surette siyaset-üstü bir yaklaşım benimsenmelidir. İsrail’in kadınlarına iki sene askerlik yaptırdığı bir dünyada bedelli askerlik bir utançtır, yapanlar utanmalıdır. Askerlik yapmak (yeniden) moda haline getirilmeli, “bedelli yapana kız vermiyoruz” türünden bir hava yaratılmalıdır. Türk’ün asırlara meydan okumuş hasletleri korunmalıdır. Bir siyasi/ekonomik yapılanmadan kaçınılmalıdır çünkü nerede menfaat ihtimali varsa çürük elmalar türeyecek ve ele geçirecektir. İsmail Gaspıralı hatırlanmalıdır: “dilde, fikirde, işte birlik”
    Sayın Eslen, yukarıda yazdıklarımı daha detaylı anlattığım bir metni iletisim@veryansintv.com adresine gönderdim, VeryansınTV ekibi umarım size iletir. Ulaşamazsanız lütfen aşağıya yazın, kısmet olursa size başka bir şekilde ulaştırmaya çalışırım. Fikirlerinizi merak ediyorum.
    Selamlarımla,

    Cevapla
  3. 6 Mayıs 2021, 14:25

    Değerli komutan Nejat Eslen,
    Ben okumayı ve öğrenmeyi seven bir emekli Ziraat y. Mühendisim.. Aşagidaki roman yazarına ait kitapla ilgili parantez parantez içine aldığım bölümdeki bilgiler bana iç cephe hakkında bilmemiz gereken çok konu olduğunu dusündürdü;
    Ülke kevgir gibi olmuş,her pisliği geçiriyor bu gizli yapıların elinde!…

    Bence önceliği bu olmaliydı T.Cumhuriyetinin…Atatürk’ün eksikliği gün gibi ortaya çıkıyor…Ya bunlara göz yamuldu ya da şantajlar,menfaatler karşılığında bu günlere gelindi bence..
    “PKK’ýı kim kurdu,istihbaratı kim taşıdı” gibi yüzlerce soru cevapsız..
    Önce partileri bu yönden değerlendirip,bu gövde kurtlarını yakalayıp yargıya vermeliyiz,iç cepheyi kazanmak için !…
    Hatırlarsınız,İtalya da bir savcı “Gladyo örgütü”nü çökertmıişti.
    ***

    “1945 sonrası tüm Avrupa’da olduğu gibi İtalya’da da komünizme karşı mücadele gündemin ilk sırasındaydı. ABD’nin başını çektiği bu mücadele birliği, ülkelerin tamamında komünizm karşıtı güçlerin yanı sıra
    -dinî yapılanmaları ve
    -siyasi partileri kullandı,
    -bu işe büyük paralar yatırdı. Kurulan bazı -gizli örgüt ve cemiyetler,
    söz konusu “mücadelede” ABD saflarında savaştı. ”
    * * *
    Avrupa’nın karanlık odaları
    https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/avrupanin-karanlik-odalari-551164

    Cevapla
  4. 6 Mayıs 2021, 12:34

    Ic cephe saglamligi yasamsal. Kendimizi ve tehlikeleri nesnel olarak tanimak zorundayiz. Icinde bulundugumuz durum 80 yilin sonucu, ic cephe kesimlerinde kafalar karisik, is hem ivedi, hemde uzun, zor bir surec. Tarihi dusmanlari , ekonomi /politik gercekleri ,Turk Millet’inin kendine ozgu gozlukleri ile gormek, ogrenmek zorundayiz. Saygilarimla.

    Cevapla
  5. Sayın komutanım içten saygılar.Zaten uzaya beni götürmemekle bir kere üzdünüz.Kırılmaca darılmaca yok tabiiki.Sizi veryansında görmek okumak bir onur olduğu kadar bir umut aynı zamanda.İyiki veryansın var.Yoook illla başka yerde veyahut yerde de yazarsanız gözünüzün yaşına bakmam yazılarınızı hunharca (burda korkunç gülme efektleri olacak.)okurum.Uzaya kaçarım filan unutun gerekirse bir yolunu bulur orada da (aynı efektler)sizi takip ederim.En içten duygularla saygılarımı sunarım.

    Cevapla
  6. 6 Mayıs 2021, 10:44

    Ülkemizin emperyal devletlerin hedefinde olduğu ve bunun için çeşitli yol ve argümanlar geliştirdiğini biliyoruz. Bunların en başında sahip oldukları teknoloji ve yazılım programları üzerinden “iletişim üstünlüğünü” ve medya araçlarını (özel tv. kanalları) kullanarak, taraflı köşe yazarlarını sahaya sürerek, Ulusumuzu savunan kavramlarımızı ve bu kavramları dile getirenleri, algı yaratarak kirletmeye ve suçlamaya çalıştıklarını yaşayarak öğrendik. Bu kuşatmaya karşı gerçekleri haykıran bu internet haber sitesine, hücum ettiklerini, yorum beğenilerini (-)’ye düşürerek yüklendiklerini ve maniple yorumlar yaptıklarının da farkındayım. Düşünün her şey ellerinde ve şu küçük haber sitesine karşı ekranlardaki tavırlara bakın. İşte burada gerçeğin gücü ortaya çıkıyor.Türk Milleti düşmanlarının, Türk Milletini savunacak en ufak argümana veya oluşacak bir fikire karşı tahammülsüzlükleri ibret alınacak noktada. Lakin Türk Milleti de olan bitenin farkında ve korkularını aşmış durumda. O yüzden yandaş bir yazar bugün bir itirafta bulunuyor. Ülkeyi yönetmek güçleşiyor diye.

    Cevapla
  7. Sayın Komutanım;husus tabiidir.Zorladığınız,ikaz ettiğiniz,gördüğünüz sebeb halisane duygu ve kati bilgiyle uyardığınız iç cephe meselesi-düşüncesi ne olursa olsun ama namusla düşünen-varlık meselemiz olarak biz sıradan vatandaşa dayanmıştır.Halbuki düşünmememiz bile gerekir.Organize olmuş,dersten ders çıkarıp kurumlarını oluşturmuş ve kurucu çekirdeği etrafında önce halkına hizmet ve sonra iç dış risklere karşı sarsılmaz durabilen devlet yapısı içinde sıradan vatandaş rutini ile uğraşır,normal olarak.Ancak normal durumda değiliz.Asal soru olan,tehlikenin kaynağı neresidir meselesinde cevab basit iken akıl bilim mantık örgüsünden fersah uzaklaştığımız için yarılmış durumdayız.Bahsini geçirdiğiniz husus için devinebilen,kendini durmadan yenileyebilen,dünyevi nesnel bilimsel ölçüden başka ölçüyü kabul etmeyen doku gerekir.Yoksa eğer gelsin menkıbeler,öznesi ve yüklemi olmayan mugalatalar,insana ait her tür pisliği insana ait mukaddes yüksek değerlerle bezeyip kendi içine hapsolmuş şekilde organize cehaletin beslenerek toplumun üstüne kara bulut gibi çökmeler.Doğu kültürlerinin kaderi bu sıkışmayı,mecburi patlamayı devrimlerle yapmaya,batı kültürü dersini çıkardığı için devrime gerek kalmadan devinerek süreklilikle yol almayı gösteriyor.Nesnel durum budur.Bizzat batı kültürü,doğu kültürünü sömürebilmek için de yarılmış,uyanamayan,iç cephenin trenini iç cephe olarak huzurla seyredebilen oh ne güzel geçiyor diyebilen yığınları seviyor,destekliyor,bir veriyor beş alıyor filan.Mustafa Kemal Atatürk nefretinin özü budur.Dışardaki onu ezebilip sömürmek içerdeki onu ezebilip sömürtmek ve komisyonunu (Masa-Kasa-Nisa) kapmak meselesi.Herkes herşeyi biliyor,farkında,aptal değil.Ama gündelik çıkar için,bilgiye değil duyguya dayanmış subjektif inandığı meseleler için,hakikat ahlak namus onur aç mide ama dik baş kendisine zor geldiği için kolayı istiyor.Anlaşılabilir durum.O halde soru aynı;tehlikenin kaynağı neresidir?Türklük Harsı’na düşman iç ve dış melaneti ezip geçtiğimiz Kurtuluş Savaşı,Anadolu İhtilali,Türk Devrimi ve sıkışmış kültürümüzü bir anda 300 yıl sıçratmayı başarmış kurucu Mustafa Kemal Atatürk.İç cephe için parola laf olsun diye söylenmemişti.Vatan Namus Ahd-e Vefa!Vatan Türk Yurdu Misak-ı Milli sınırıdır (Kerkük-Musul dahil),Namus hakikat-adalet-ehliyet-liyakat-maslahat-meşveret ve uydurulmuşa değil indirilmiş mantık silsilesine imandır.Ahd-e Vefa sadece ve ancak Türk varlığına armağan verebilmektir.Bence iç cephe budur ve emaresi her vatandaşta mündemiçtir.

    Cevapla
  8. Komutanim bu habere cok sevindim. Iyi ki varsiniz. Dün bir ara üzülmüstüm ama simdi rahatladim. Sizin gibi degerli önderlerimiz oldugu icin sükretmeliyiz.

    Cevapla
  9. 6 Mayıs 2021, 10:02

    3 kere. Sağol, sağol, sağol. ☺

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!