Nihat Genç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. Aydın Doğan’ın ayak sesleri

Aydın Doğan’ın ayak sesleri

featured

Nihat Genç yazdı…

Bir iktidar değişikliğinde Aydın Doğan yeniden sağ ve sol liberalleri tekrar toplayıp eski günlerde olduğu gibi sağ liberallere ayrı, sol liberallere ayrı gazete çıkartıp ve yine her akşam ekranlara sürecek.

Eski günleri düşünün… Taha Akyol ve Murat Belge tayfası Aydın Doğan’ın kolları altında uzun yıllar mutlulukla ne güzel yanyana gelmişlerdi.

Şimdi, T 24 sitesinde sol liberaller ve sıkı durun Atatürkçü sosuna batırılmış ODA TV, kurumsal ve ideolojik hazırlıklarını tamamlamış görünüyorlar. Aydın Doğan “medyayı yeniden fetih” rüyaları görüyor.

İyi Parti, dağılan sağ merkezi bir türlü kuramadı ama, T 24 ve Oda TV sağ-sol merkezi şimdiden kurduk kuruyoruz ayağında hazırlıklar içinde, Allah dostluklarını bozmasın.

Hatırlayın Fetö merkez medyayı ele geçirmekle kalmadı sağ liberallerin başı Taha Akyol’u, sol liberallerin adamı Murat Belge’yi ve nicesini kafadan-damardan kendi ‘siyasetine’ bağlamayı başarmıştı.

Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök ve Soner Yalçın, vb. boşalan merkez medya hesapları, şimdilik bu.

Gerisini seçimlerin ve iktidarın kaderi belirleyecek, yangından mal yahut selden kütük kaçırma değil, hayır, merkez medyayı yeniden inşa! Her yöne eğilebilen ideolojisiyle.

Şunları da hatırlayın: Sağ ve sol liberaller birlikte mutlulukla AB’ye giriyordu, yirmi-otuz yıl aralıksız AB öyle AB böyle cennetten yazılar yazdılar.

Ve hatırlayın, sağ ve sol liberaller, Orta-doğu’ya özgürlük ve demokrasi getirmek için Bush’u İstanbul Ortaköy’de ağırlıyor ve Amerika’yla omuz omuza insanlık savaşı veriyorlardı, hey gidi günler!

Ve bunu da asla unutmayın, sağ ve sol liberaller ve sığındıkları Aydın Doğan’ın medyası topu birden kurumsal ve yazar kadrosu olarak da hızla Fetö kontrolüne giriverdiler.

Merkez medyamız sağ ve sol liberalleriyle toplamda işte buydu: AB’ci, müttefikimiz Amerika ve Fetöcü.

Ve sonuç, Türk Ordusu’nu sattılar.

Fetö’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tasfiye sürecine nezaret edip manşetleriyle destek verdiler!

Yani merkez medya dediğimiz sağ ve sol liberaller CUMHURİYET’İ ekranlarda göbek ata ata kahkahalar eşliğinde SATTI!

Ve Silahlı Kuvvetleri ve Hukuk kurumlarını KİME SATTI?

Bir sümüklü şeyhe!

Kardeşlerim, burjuva eninde sonunda sizi satacaktır, tarihin ve sosyolojinin ve siyasetin değişmez kanunudur bu. On, yirmi, otuz milyon doları olup kıllanmaya başlayan herkesten siz de kıllanın çünkü dolarlar doların üstüne birikir ve arkada kalan herkesi ve her insanlık değerini satarlar.

1980 öncesi ve sonrası, düşünün Özal dönemini. İşçi ve sendikal haklardan tek satır bahseden merkez-ana-amiral medyanız oldu mu? Tam otuz yıl aralıksız Hürriyet’in ön sayfasında bir tek işçi, tazminat, kovulma, fabrika kapatma, vs. haberi çıkmadı, tarihin en büyük işçi kıyımları anlaşmalı arsa fiyatlarına fabrikalar satılırken yaşanırken.

Ve 80’li yıllarda taşradan gelip iş kuramayan-bulamayan gecekondulu kitleler cemaat ve hemşehri derneklerinden başka kapı bulamazken..

Merkez medyamız taşradan gelen kitlelerle tam kırk yıl sadece Orhan Gencebay-Müslim-Tatlıses-Ferdi Tayfun arabeskiyle ve Bülent Ersoy’un kesilen penisi, Hülya Avşar-Sibel Can magazin boğuntusuyla ilgilendi.

Gecekondulu kitlelerin ne işine ne suyuna ne maaşına ne tapusuz kanalizasyonsuz yapılarına, sokaklarına bakan çıkmadı, tarihin köyden şehire en büyük göçleri yaşanırken merkez medyanın dıngılında değildi, liberallerin kurdukları ilk parti, Cem Boyner, partiyi neden kurduğunu partinin ilk konuşmasında, Boğaz’da yediği Kalkan’ın az kızartıldığına çok sinirlendiği için artık taşın altına elini sokmak istediği için söyledi.

Taşradan büyük şehirlere 80’li yıllarda büyük bir sele dönüşen sosyal kasırga Türkiye’nin hem yeni sosyolojisini hem önündeki elli-yüz yılın siyasetini belirledi, bu büyük kitlelerin ahlaka ve dine ve memlekete dair bütün yüksek değerleri önlerindeki otuz yılda kökünden sarsacağı ve yepyeni siyasi sosyal patlamalara sebep olacakları çok açıktı, aynen böyle oldu.

Cemaat ve tarikatlar bu dönemde ortaya çıktı, yüzde bir alamayan dini partiler yüzde yirmilere sonra yüzde ellilere fırladı. Elli bine yakın hemşehri dernekleri kurtarıcı diye açıldı ve hemşehrilik üzerinden ANAP’ın yakın akraba köylüm siyaseti bu dönemde patladı.

Sendikalar bu dönemde silindi. Kooperatifler bu dönemde küçülüp un ufak oldular. İşçilerin tazminat hakları bu dönemde ellerinden alındı. Bir nevi Türkiye bu dönemde beş/on şirketin oyuncağı kalesi haline geldi.

Anayasa, meclis ve siyasi partiler ve medyamız Türkiye’de başka hiç bir sorun yokmuş gibi sadece şirket hukukunu koruyup şirket markası şişirip şirket hegemenyosu haline geldiler.

Yani kardeşlerim, laf uzun, Anadolu’dan Ankara İstanbul gibi büyük şehirlere akan kitleler geldikleri bu şehirlerde ‘Cumhuriyet’i eşitliği hakça bölüşümü hiç yaşamadılar hatta bir yuva, bir kucak, bir sosyal yardım dahi hiç tanıyamadılar.

Herkesin hukuk karşısında eşit olduğu bir hukuk sistemini hiç yaşamadılar. Varsa yoksa şirketler. Varsa yoksa bunları koruyan kollayan medyamız. Varsa yoksa medyanın sevdiği yazarlar-sanatçılar-işadamları reklamları. Ve bu eşitsizlikleri fırsat bilip kullanan tarikat ve cemaat ve hemşeri dernekleri ve onların korkunç sinsi siyasetleri.

Merkez medya, Anadolu halkını, işsizleri, işçileri, gecekonduları, vs. satmak için önce Evren dönemini sonra Özal dönemini biçilmiş kaftan gibi çok iyi kullandı.

Bomboş AB rüyaları-hayalleriyle bu yoksul çaresiz kitleleri otuz yıl oyaladılar.

Halkı, haklarını, yasaları, önce Evren’e sattılar, sonra Özal’a sattılar, sonra hep birlikte Fetö’ye sattılar.

Ve işimiz gücümüz yokmuş gibi bir de aralıksız aleni etnik milliyetçilik yaptılar. Yani Türkiye bölünürse hafifler ekonomik olarak da kalkınır iddialarını güya bir mucize rüyaymış gibi dahi defalarca anlattılar. Ve sonra Güneydoğu’da ölen bu gecekondularda yaşayanların çocukları oldu. Şirketlere medyaya ve onların gardırop Atatürkçülüğü, Özal’a Tansu’ya, Demirel’e yan gelip bankaların müteahhitliklerin doğal gazların büyük şirketlerin üstüne yattılar. Ölen ve siyasetten dışlanan sadece yoksullar oldu. Bankalar büyük şirketler ise medya ve şürekasına kaldı.

20 yıldır aralıksız AKP’ye oy veren yüzde 50’lilik kitlelerin nasıl oluştuğunu sanıyorsunuz?

AB’ci, etnik milliyetçi, sefacı, gargaracı, medyamız ve akademimiz çok kısa içinde Fetöcü menzilci ve cemaatçi oluverdi…

Cumhuriyet’i topluca sattılar.

Anlatan yok bilen yok yaşayan yok, halkımız halen ‘cumhuriyet’ denince sadece milli bayram gibi bir şey sanıyor, 19 Mayıslar falan gibi.

Cumhuriyet’in saltanata karşı halkın egemenliği olduğunu ruhunda ve hayatında yaşayarak bilen yok.

Halkımız Cumhuriyet’le dokunulmazlık ve imtiyazların kaldırıldığının ne demek olduğunu dahi bilmiyor.

Bakın devletimiz halen saray ve şeyhleri ve müteahhitleri hala denetlenemiyor. İşte ortada saray duruyor. Cumhuriyet’in halkın iradesi ve o iradenin kalesinin meclis olduğunu yaşamamış kendi hayatında karşılıklarını bulamamış…

Medyamız ve akademimiz Fetö’yü Özal’ı Evren’i ve AB’yi ve ABD müttefikliğini sahiplendiği gibi Cumhuriyet’i hiç ama hiç sahiplenmedi, yaşamadı, hayata geçirmedi, kavgasını vermedi.

Yani, bu süreçleri canımız hayatımız varlığımız pahasına siyasi acılarının trajedilerinin şahidleri olarak yaşadık.

Memleketimiz medyamız sayesinde Cumhuriyet nedir-ne değildir bilmez-anlamaz, çünkü yaşamamış görmemiş ruhunda bedeninde ailesinde mahallesinde geleceğinde şarkılarında umudunda hiç hissetmemiş.

Yani büyük kitlelerin kendilerine aynı köyden aynı dinden yakınlık akrabalıktan iş torpil fırsat şans veren cemaat ve hemşeri derneklerine koşmasının sebebi Cumhuriyet’e ve Devlet’e işte bu güvensizliktir, bu güvensizliği oluşturan medya ve akademidir.

Yani kardeşlerim, parası olan serveti olan şirketler tarihin hiç bir döneminde Cumhuriyet’i savunmamıştır. Aksine, Cumhuriyet’i yurttaş haklarını meclisini milli iradesini kendi lehlerine parçalayan şirketlerdir.

Şirketlerle bir siyaset ve bir cumhuriyet kurulamaz, olmadı, eşitlik fikri olmadan asla olamayacak!

Şirketler, yani burjuva, yani hala IMF ve Dünya Bankası’nın ağzına bakanların bir Cumhuriyet’i olamaz, bunlar Cumhuriyet’i çoğu Cumhuriyet ve Sözcü yazarı gibi ‘süs’ olsun diye dekoratif olarak kullanıyor.

Çünkü Cumhuriyet’in ilk görevi ‘herkesin yasa önünde eşitliğini’ anayasa ve meclis haline getirmekti. 

Fransız İhtilali’nde burjuvanın rolü büyüktür, hatta Cumhuriyet bu işbirliğinden doğdu, ancak, 19. yüzyılı döndüğümüzde sanayi ve işçi sınıfı ortaya çıktı ve 1848 devriminde burjuva Cumhuriyetçiler’i kral lehine satıverdi.

Tarihin en büyük satışıdır bu. Cumhuriyetçiler’in alayı 1848’de tasfiye edildi. 1871 komün devriminde ise Cumhuriyetçiler’in tek dostu sosyalistler kaldı. (Türkiye’de 1980’den sonra sosyalistler kimi AB’cilikle kimi etnik milliyetçilikle Cumhuriyet’i nasıl terkedip hatta aşağıladıklarını ayrı şekilde anlatmak lazım).

Yanisi kardeşlerim, burjuva satar, Kenan Evrenle satar Özalla satar İmamoğlu’yla satar Fetöyle satar, satmıştır satacaktır, Aydın Doğan’lara satmıştır yine satar!

Bu büyük satışı yeniden bir daha yaşamak isteyen ‘adrenal’ tutkunu sağ ve sol liberallere karşı hazırlıklı olun.

Dünya yıkılmış ama bakın sağ ve sol libareller esnaf lehine işsizlik lehine kamucu politikalar lehine kooperatifler lehine ve inatları inat hala şirket ve ımf ve dünya bankası aleyhine tek satır yazıp çizemiyorlar!

Ve Türkiye köklerinden kaç kez yıkılmış tasfiye edilmiş buna rağmen hala aralarında bağımsız cumhuriyet diyebilen tek kişi yok.

Liberal ve Atatürkçü maskeleri yine aynı adamlar aynı şirketler aynı burjuva takıyor, yine satılmış rezil olmuş yüzlerini kamufle için. Bir daha aynı kara vampir suratlarını örtmek için hazırlanıyorlar.

Kardeşlerim, onlar Cumhuriyet’i sahipsiz bıraktı ve Fetöye ABD’ye işid’e ve yobazlara yem yaptı, o halde, biz de hazırlanalım.

Tek ve değişmez değiştirilmez bayrağımız: Bağımsız Cumhuriyet’le…

 /></a></p></div></div><div class=

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

17 Yorum

  1. 2 Mart 2021, 08:43

    sayın genç laf söz çoktan bitti ülkemizde artık icraat önemli kurun ulusalcı bir parti toplayın Atatürk milliyetçilerini bir araya…

    Cevapla
  2. Aman ağzınızı hayra açın Allah yazdıysa bozsun. O günler kabustu kabus. Her haftasonu eve giren çıplaklı Şamdan dergileri, halktan kopuk kolejli yazarların Nişantaşı kedilerinden bahsetmeleri, varoşlardaki kızlara zorla bir takım restoranları, moda kıyafetleri zorla okutmalar kabustu kabus. Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri güya aydın elit kesim ile halk arasında büyük uçurum olması. Dünyanın hiç bir ülkesinde böyle uçurum yok, o ülkelerde zenginler halkın para kazanmışı gibidir. Bizde ise güya elit olan kesim sanki başka gezegenden. Bunun sebebi şu, bunlar halktan birilerinin okuyup aralarına karışmasına kolay kolay izin vermediler. Okuyup zengin olan halk üyelerini bile dışladılar. Aralarına kolay kolay memleketi İzmir ya da Edirne’nin batısından olmayan kimseyi almadılar. gazetelerinde yönetici bile yapmadılar. Bizim insanımız değiller. Çoğu sabetaycı filan. Soyadları bile acayip. Çocuğunun büyük ünlü uyumu ve küçük ünlü uyumuna girmeyen ne anlama geldiğini anlayamadığımız acayip acayip soyadları var.
    Bizim insanımız kendi aydın kitlesini kolay kolay yaratamadı. Bizim içimizden birileri kolay kolay köşe yazarı lifestyle yazarı kültür sanat yazarı vb olamadı. Olsa böyle mi olurdu?
    Çözüm halk kesiminin doğru eğitim politikalarıyla kültür seviyesinin arttırılması, gerekirse köy enstitülerinin yeniden kurulması ya da buna benzer hamleler yapılması, sanatçının, yazarın, kültür sanat gazetecisinin halk içinden çıkması. Ben Aydın Doğanlı günlerin kabusunu yeniden yaşamak istemiyorum.

    Cevapla
  3. Türkiye’de sorun bence aydın kesimin az olması ve kalitesizliği. Ayrıca kavramların, kurumların, kişiliklerin oturmamışlığı. En basit kelimelerle; sağcılar solda, solcular sağda. Emperyalist yalakaları, etnikçiler kominist. Vatanseverlerin bir kısmı Natocu/AB’ci. Ülkücüler ümmetçilerle. En fazla çiftçilik yapabilecekler müdür. İmamlar üni.de dekan, rektör. Şoförler, mahelle topçuları mecliste. Parti sözcüleri gazeteci. Türk kelimesine bile dayanamayanlar, islam tarihçileri Türk Tarih Kurumu’nda. Türkçe istemeyenler Türk Dil Kurumu’nda.. Özel okulcu Milli Eğitim Bakanı, turizmci Kültür Bakanı, özel hastanaci Sağlık Bakanı, tarım tüccarı Tarım Bakanı. Oldu olacak bir holding sahibini de İşçi Bulma Kurumu’na müdür yapın. Liste çoook uzatılabilir. En azından sağlıklı, oturmuş yurtsever/cumhuriyetçilerin adresleri/partisi olmalı ve örnek olmalı ve geleceğe adam yetiştirip, biriktirmeli…

    Cevapla
  4. Aydın Doğan ile ilgili haberler OdaTv’de “Patronlar Katı” başlığı altında verilirdi. Ben de ilk zamanlar “katı” kelimesini hep “sert” olarak yorumlardım nedense, zaman zaman yaşadığım feraset kıtlığı işte. Meğerse “düzey, seviye” anlamında yazıyorlarmış. Olayı kavradığımda kendime ne çok gülmüştüm. :))))))))))))))

    Cevapla
  5. 2 Mart 2021, 14:01

    O zaman o gunleri geri getirmeye calisanlarla mucadele edin..Elinizi tutan mi var? Kimse 2002 oncesine donmek istemez..O yillar fetolu pkk li yillardi..Medya ise kusulacak derecede alcalmisti…Adnan hocacilar motorlarla fink atardi ortalikta.Kimse gik diyemezdi…Simdi hepsi tarih oldu…Ama suni teneffusle pkk yi da fetoyu de eski gunleri de canlandirmaya calisan Ataturkcu oldugunu iddia eden bir partimiz var..Hadi sevinelim cumhuriyet sevdalilari.!..Hepimiz cumhuriyetci oldugumuza gore chp oylarin yuzde 100 unu alsin o zaman..Digerleri cumhuriyeti yikacakmis ya..!..Kurtaralim cumhuriyetimizi..!

    Cevapla
  6. 2 Mart 2021, 14:04

    Sayın Nihat GENÇ’in 02 Mart 2021 tarihli yazısında önemli tespitler yaptığını düşünüyorum. Özellikle 1980’li yıllarında aykırı solistler toplumun dikkatini, magazine çekmeyi başarmış bir nevi toplumsal gerçeklerden uzaklaştırmıştır. Bugün de dünden farklı bir durum yaşamıyoruz. Toplumumuzun hassas noktasını tespit edenler magazin dedikodularını sürekli gündemde tutmaya halen devam ediyorlar. Hitap edilen kitle, kala kala okumayan, araştırmayan, apolitik kuşak olunca işleri kolaylaşıyor. Ne de olsa yazılan çizilen söylenen hemen her şeye inanma hastalıkları var. Aydınlarımız ise zaten kalmadı. Gerçek aydınların kiminin ömürleri vefa etmedi kimi ise sessizliğe büründü.. Gerçeğin peşinde olmak ise Nihat GENÇ gibi yüreği olan yazarlara düştü.

    Cevapla
  7. 2 Mart 2021, 15:28

    Türkiye burjuvazisi yani Türkiye sermayesi (İstanbul sermayesi) Türkiye’ye ve cumhuriyete ihanet etti. Yaşadığımız bunca kötülüğün altında bu ihanet var gerisi lafı güzaf. Nihat Genç bir kere daha gerçekleri sahtekarların suratlarına suratlarına çarpmış, saygılarımla.

    Cevapla
  8. 2 Mart 2021, 20:23

    Sultanlik yapan, astigi astik kestigi kestik olan hep sirketlerin, buyuk paranin ozgurlugu/liberalligi. Onun medyasi, rejimi ,yazari/ cizeri, yandaslari, Ulkemizi, yakiyor, insanligi yikiyor. Sayin Genc, yazilariniz Turk Millet’i icin onemli, varolunuz..

    Cevapla
  9. 2 Mart 2021, 21:11

    Aydın Doğan’ın bu ülkede yatacak yeri yoktur, bu konuda çok haklısınız ama onu ekarte edenin sonrasında medyayı ne hale getirdiğini görünce onun yatacak yeri var mıdır? Buna değinmeden mesele tam anlatılamaz ve anlaşılmaz da. “Yanisi kardeşlerim, burjuva satar, Kenan Evrenle satar Özalla satar İmamoğlu’yla satar Fetöyle satar, satmıştır satacaktır, Aydın Doğan’lara satmıştır yine satar!” dediğinizde hazırda satanı görmemiş olmuyor musunuz? Bence bu objektif eleştiri yaklaşımını göstermeniz değerlendirmelerinizin altını daha da dolduracaktır. Kötünün alternatifi başka bir kötü olamaz, Türk halkı bunlara layık değildir.

    Cevapla
  10. Abi sana ne kadar doğru yazmışsın demek haddimize değil.Bu zaman içerisinde oya devşirilmiş kitlelerin kuşak değişimiyle azalmasını beklemek için bu ülkenin zamanı yok.Sizden ricam bu kitleleri uyandırmak için bazı sol argümanları bu platformlarda kullanmanız olur.Bahsini ettiğiniz oy kitlesi yaratma süreci aynı şekilde her iki siyasi tarafta da devam ediyor.Acizane fikrim bu kitlelerde küçükte olsa bir sorgulama var ama bu insanları Cumhuriyet taraftarlığına dönüştürebilecek dili ve organizasyonu kurabilecek bir platform hala yok.Veryansın bu konuda çalışıyor ama anlatım bu kitlelerin anlayabilirliğinin üstünde kalıyor.Yani inceden bir popülizm lazım çünkü bu gruplar sloganlarla yaşıyor.Entellektüel hikayeler ilgilerini çekmiyor.Kendilerini aşağılanmış hissediyorlar.Yani Cumhuriyet istiyorsak Atatürk ün yaptığı gibi bu insanlarla yapmalıyız ve onlara ihtiyacımız var.Saygılar

    Cevapla
  11. 3 Mart 2021, 04:33

    Her olumsuzluğun faturası Atatürk’e ve Atatürk’çülüğe çıkarılıyor bu “Batıcı” ve mandacı kesimler tarafından, ve en çok da tam bağımsızlık ile dalga geçiliyor. Oysa bilmeliyiz ki, Atatürk Cumhuriyeti 38den itibaren adım adım bitirildi, ikinci cumhuriyet dedikleri zaten 75 yıl önce kuruldu ve natonun batının kucağına oturtuldu, bunu bilmezsek, her sorunun faturasının Atatürk’e kesilmesine izin verirsek toplumun siyasi algısı ile ilelebet oynayıp dururlar. 48de kuruldu Hürriyet, ve o günden beri merkez medyanın işlevi malum. Tabularımızı pranga yaparak boynumuza, istedikleri yere güdüyorlar kitleleri /veya sürüleri. Halk böylece her siyasi seçimde, her medya seçiminde, tv ‘de her kanal seçiminde hep yanlış yerlere gidiyor, yanlış adamların yalanlarına ve algı operasyonlarına teslim oluyor. Nihat hocamın bir sözü var: tabu tanımayız diyor, efendi tanımayız diyor, ama sosyolojik bir veri olarak “yüzde25 laik kesim” diye ümit bağlanan kesimin büyük bir bölümü ise tabuların etkisinden kurtulamadığı için sorozun gemisine binmekten kurtulabilmiş değil ne yazık ki. UK ve VP bile batıya ilk yanaşan Milli şef’i övmekten geri durmuyor. Önce tabuları yıkalım ki, turuncu tuzağın tutsakları özgürleşebilsin. 5bin yıldır tutsaklığı yaşıyor insanoğlu. Tabularıyla tutsak, sanal kutsallarıyla tutsak, dışındaki somut gerçeklerden ziyade kafasının içindekilerle tutsak. Tabulara dokunacak cesaretimiz olmazsa özgürleşme şansımız, kurtuluş şansımız sıfır.

    Cevapla
  12. 3 Mart 2021, 07:45

    Bu kadar guzel ozetlenebilirdi..Isimiz bizi kurtaracagini sandigimiz o yuzde 25 e kaldiysa ayvayi yedik demektir..Pkk yla vatan kurtaracaklar oyle mi?..Her evden bir oy hdp ye vererek cumhuriyeti kurtaracaklar oyle mi?.Aklimizla alay ediliyor resmen.Turkiye ye ve Turk milletine zerre kadar acimiyorlar..80 yildir oldugu gibi..Ahh Atam ahh..Kimlere biraktin Sen emanetini? Iyi ki gormedin senden sonra gelenleri..Ama hep guvendigin Turk milleti herseyi goruyor, merak etme sen..Huzur icinde uyu..

    Cevapla
  13. 3 Mart 2021, 08:04

    Kimse 15 temmuz oncesine de donmez..Yuzyilin miladidir o..Donmeye kalkan da dondurmeye kalkan da Turk milletinden agir bir tokat yer..Pkk bitmistir, er gec ypg de bitecektir..Sanslari yoktur..Bunun icin birlik olunmalidir..Siyaset buna gore belirlenmelidir..Erdogan dusmanligi uzerine degil..Eger o gevseme gosterirse, o zaman o da gitmelidir..Halkin oylari en agir cevaptir..Biden dan umut ederek iktidar olacak kim ise bosuna ugrasiyor..Milletin zamanini ve enerjisini bosa harciyor demektir..TC on sentlik bir ulke degildir..Paralari yetmez satin almaya..Oyle dolarla filan oynayarak teslim alamazlar..Tartisilacak hicbir sey yok ama makale ustune makale, analiz uzerine analiz yapilip duruluyor…Gerek mi var aslinda? Hersey kabak gibi meydanda..Kizmisim biraz sabah sabah..Kusura bakmayin.

    Cevapla
  14. Hepimiz hazırız Paşam, selam olsun
    Erzurum çarşısı, Kayseri çarşısı, Maraş çarşısı
    Çekiç seslerinden inler karşısı
    Başlar demiri, köseleyi eğitmeye ellerimiz
    “BİZ” biliriz yaşamanın kadrini insanca
    Var olmayı vatanca dokumayı biliriz
    Namuslu ellerimizle.  

     

    Ceyhun Atuf KANSU,

     Sakarya Meydan Savaşı

     

    Cevapla
  15. 3 Mart 2021, 09:24

    yorumlara bakiyorum da, kötüleri tokuşturmaya gerek yok, o kötü, hayır o daha kötü tartışmasına gerek yok. biz kendi içimizdeki sorunları illa ki çözeriz, kavga dövüş de olsa çözeriz, içimizdeki en kötüyü bile yola getiririz, ama asıl sorun bizden görünüp bizden olmayanlar, içimizden sandığımız ama dışımızdaki odaklara biat edenler, Amerika’nın Kurdurduğu Parti nin ilk günden itibaren neler yaptığını biliyoruz, ama bugün “Amerikanın üzerini çizdiği parti”ye dönüştüğünü görmezsek olmaz, sorozun gemisinden gelen çağrılar da hep 2016 öncesine dikkat çeken düşmanlastirma çağrıları. cumhuriyete canım feda diyen bir medya be holding sahibi neden ilk satanlardan oldu, sadece burjuva olduğundan değil, amerikan bağlantısı nedeniyle elbette. amerikanın adamından cumhuriyetçi olur ama batıcı-laikci-natocu cumhuriyetçi ancak. Tam bağımsızlık ve Ataturk cumhuriyeti yanlısı olmaz. Peki sermaye sahibi olup da batı bağlantısı veya masonik bağlantısı olmayan yüzde kaç sizce, iş dünyası, medya, bürokrasi, siyaset, din ve tarikatlar, stk’lar, vs içinde? Ama anti amerikan duruş gösterenler var bugün. Düne kadar hiç beklemedigimiz unsurlardan da var. Dürüst olalım, 38den bu yana tarihimizde ilk kez açıkça ve fiilen anti amerikan adimlarin atıldığı bir dönem yaşıyoruz, ve bunu da görmek zorundayiz elbette, görmemek nankörlük olur ve ihanet olur, yiğidi vursan da hakkını ver.

    Cevapla
  16. Türk zenginler nasıl zengin olmuşlar? Şirketler ne yaparak holding olmuş ve banka kurmuşlar? Dünya Bankası ve Amerika Merkez Bankasının Türkiye şubesi olan Türkiye Merkez Bankasının kurduğu Türkiye Sınai Kalkınma Bankası kimlere KREDİ (yani havadan, karşılığı sadece bankanın itibarı olan para) verdi? 1914’te Adapazarı İslam Ticaret Bankasını ne için kurdular? Bunlar tarihi fosilleşmiş kokuşmuş sorular değildir. Yeni kapitalizm, BlackRock, finansal küresel devlet mekanizmaları da komplo değildir. Nihat abi vukuf ve bezginlikle bunların neticelerinden bahsediyor ya, ben de ya ne olacaktı!? Diyeceğim. Hedefi, vasıtaları şer olandan hayır mı gelecekti?! Aydın Doğan’ı Koç’tan bağımsız düşünebilir miyiz? Bütün Türk zenginler, şirket ve holdingler kime minnettar? Kimden çekinir, kime sığınırlar? Türk medyası Türk müdür? Türk zenginleri Türk müdür? Türk siyasileri (esas anlamı bir kenara) etnik olarak bile Türk ya da Kürt müdür?

    Cevapla
  17. 4 Mart 2021, 14:04

    Nihat Genç, eskidan sana ‘Ağabey’ derdim, değişmeyen oyuna gelmeyen bir insan sanırdım seni, vah bana vahlar bana. düşüncelerine fikirlerine saygım sonsuz, amaa Barış Terkoğlu/ Pehlivan ve Soner Yalçıın kadar elini taşın altına koyan yok bu memlekette. bu karanlık dönemden ülkeyi en az zararla çıkarmak için çırpınan insanlara daha fazla bulaşma. ARTIK YETER.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!