Nihat Genç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Diğer
  4. Saray uludur saray uluuuuuduuuuur

Saray uludur saray uluuuuuduuuuur

featured

80’li yıllarda İslamcılık ‘muhafazakar’ kültürü ve isimleri hiç sevmezdi, mesela Yahya Kemal gibi bir şairi bile içki içiyor diye adam yerine koymazlardı.

Mevlana’yı hiç sormayın, Mevlana’dan suni bir ‘peygamber uyduruyorlar’ diye bas bas bağırırlardı çok rahatsızlardı.

Mevlevi postnişinleri laik bulurlar çoğunu içki içiyorlar diye hikayelerini anlatır dışlayıp din dışı sayarlardı.

Mevlevi semahını hiç sormayın hiç sevmez dine aykırı bulurlardı, neyi kudümünü ilahi (dini şarkı) yani musikisini de din dışı kafir işi bulurlardı.

Mesela sakal ve şalvarlı gezmeyi sevmeyen (traşlı) Mevlevilerden laikler gibi nefret ederlerdi. Mevlevi törenlerini ise ‘turizm’ olarak görürler yani ruhunu kaybetmiş sadece kabuğu zarfı kalmış bir ‘gösteriş’ olarak suçlarlardı.

Bu bilgileri Mevlevi töreninde bir harfi dahi değiştiremezsiniz diyen İslamcıları görünce hatırlatma ihtiyacı hissettim.

Gerçekten ‘gelenek’ demek zaten kuralları kaideleri yerli yerinde ve kuralları ve kaidelerine derin saygı demek.

Gelenek katıdır, neyde yedinci bir delik açmak için yedi asır beklemiş düşünmüştür. Ya da yan gelmiş dokuz harfi-sandala benzeyen ‘vav’ harfini bugün kalkıp latin harfleriyle ‘vav’ diye yazan bir hattat görülmemiştir.

Alışılageldiği-söylenegeldiği form ve usüllere harfiyen uymak geleneksel sanatların derinliğinin gücünü gösterir. Bu bir kültürün atasına dedesine sanatına derin saygısını gösterir. Sırf bu yüzden müzik okulları-akademileri kurulmuştur.

Ancak günümüzde ‘yorum’ adında bir biat, bütün geleneksel sanatlara sızdı.

Şöyle, eski bir makamı-tarzı-usulü-formu benim yorumum deyip üzerinde istediğin değişiklikleri yapabiliyorsun, ki, burası da tartışmalıdır.

İcracıya ‘yorum’ şansı ne kadar verilmiştir? Eseri kendince hızlandırır ya da yavaşlattırır, ya da icra anındaki ruh haline göre nağmeleri uzatıp eseri süsleyebilir.

Ancak ‘harfi’ dahi değiştirilmez derken, duralım, hop beyler, bir saniye, Kur’an ayeti mi harfi değiştirilmez.

Böyle bir şey olabilir mi?

Seması ilahisi töreni kültürel alana girer ve kültür de zamanla değişir.

Sırf sizler AKP iktidarına yaranacaksınız diye yeni yasaklar mı peydah ediyorsunuz?

Velhasıl iktidar yine ezanı Türkçe okuyorlar diye bir bahane bulup Cumhuriyet’e saldırmaya başladı.

Oysa Cumhuriyet ‘dini’ alana müdahale etmedi, kula kulluk eden çürümüş tarikat ve şeyhleri kapattı. Kur’an’ı istediğin makamda oku. İlahilerini istediğin usülde söyle. Geleneksel sanatları istediğin tarzda dillendir. Namazını caminde eda et! Cumhuriyet geleneksel sanatlara değil insanları köleleştiren çürümüş kurumlarını kapattı. Yani bir şeyhin köpeği olmayın deyip ya müzeye çevirdi ya da kapattı.

Heeeeey gidiiii eski günler, heyyyy, bilmiyor ki iktidar, eski camlar bardak oldu, o galeyana getirip kaşıyıp kışkırtıp muhafazakarlıktan yontup devşirip İslamcılaştırdığı o kitleler yok artık.

Sanıyor ki hala “camiler ahır oldu, ezanı Türkçe okuttular” deyince, kazan kaldıran Yeniçeriler gibi, ya da 31 Mart’ın İngiliz destekçisi Prens Sabahattin ve Ahrar Partisi’nin adamı Volkan Gazetesi sahibi Derviş Vahdeti gibi kitleleri galeyana getirilebilecekler, hayır, o ballı devirler geçti.

Bakın kendileri dahi İslamcılıktan muhafazakarlığa doğru dönüşüvermiş, ancak, huylu huyundan vaz geçer mi, sanat eserlerine de değişmez yerinden oynamaz ayet dogma Kur’an gibi bakmaktan yorulmamışlar.

Türkiye artık 2000’lerin başında hiç değil, iktidarın elinde İslamcı diye sadece şalvarlı yobazlar kaldı, onlar da cemaat ve tarikatların medreselerinde Diyanet desteğiyle ikinci bir ordu olarak hazır kıta olarak istihdam ediliyor.

Şalvar ve sakal ve Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığıyla bakalım ne kadar daha İslamcı kalabilecekler, Zeus gibi bir Tanrıya bile bebekleri yiyen Kronos (kronometre-zaman) savaş açar. Zaman her şeye kadirdir gerçeğini yaratılmış bütün Tanrılar tadacaktır. Yani Tanrıların dahi gelip hızla geçmekte olan zaman tanrısını tanımaları lazım.

Söz konusu olan zaten ‘ezan’ değil Itri’nin (bir ilahisi) tekbiri. Ancak insanlar kendilerince bir üslupla makamla dille lehçeyle okuyabilir, sana ne bana ne? İslamcı iktidarın burnunu buraya kadar sokması hayra alamet hiç değil hala ‘siyasi bir ekmek’ arıyorlar. Ama o camileri ahır yaptılar deyip o yağlı ballı yedikleri siyasi ekmeklerin üstünden de çok geçti. “Şeriat isterük”ün cazgırı medyamızda çok bol istihdam ettiriliyor ama hatırlatmak isterim müşterisi kalmadı.

Aslına uygun icrasındaki hassasiyet eserin kalitesi düşmesin endişesidir. Bütün sanat eserleri icrasında bu ‘yorumlar’ vardır, eleştirilir ya da ‘yenilik’ deyip övülür. Mesela ben on yıllarca Mevlevi törenlerinde ilahiler okuyan Ahmet Özhan tadsız tuzsuz ruhsuz tavrını (söyleyişini-icrasını-okuyuşunu) hiç sevmem. Böyle ‘odundan kazıktan’ bir karakterin de cezbeyle aşkla ilgili yorumlarına itibar hiç etmem.

Bir eserin icrasıyla ilgili kültürel-estetik bir alanda dahi Diyanet kalkıp racon kesiyorsa, işimiz iş, demektir. Ey Diyanet, sen önce kalk Menzil şeyhine racon kes. De ki, gavs demek bilinmeyenleri bilen demek yani Allah’ın sırlarına vakıf demek, ki, bu şirktir, hadi, diyebiliyor musun?

Ey Diyanet şimdi de sanat eleştirmenliğine mi soyundun?

Bir Mevlevi töreninde norm-kural hatırlatan koyan Diyanet Başkanı’yla ilk defa karşılıyorum, bu sanat kültür işidir. Diyanet sanat eleştirmenliğine mi soyunmuş, yarın Diyanet kalkıp kudümün neyin ilahinin notalarına yanlış basıldı diye bir eleştiri getirebilir.

Hayır zevkli ve güzel de olur tabii ki getirsin, ama, ney yanlış üflendi işte bu dine Kur’an’a karşıdır, ney yanlış üflendiği için kafir oldunuz dinden çıktınıza kadar tartışma gelirse şaşırmayalım.

Neyse buralara takılmayalım, mesela dine-dini kurumlara “harfiyen” o kadar hassasiyetiniz vardı Tayyip Erdoğan’ın bu sarayı nereden çıktı?

Hazreti Ömer döneminde ‘saray’ mı vardı?

Hani Hz. Ömer kendi işini devlet mumuyla görmüyor bu kadar hakkaniyetliydi hikayeleriyle iktidara gelmiştiniz.

Mumu geçelim ama üflemeniz gerçekten muma üflemeniz üç kağıtçı düzenbaz göz boyayıcıların usulüne makamına çok uygun, devletin işini görecek, Allah’ın adaletin vicdanın işini görecek mum bırakmadınız. Ama o ne güzel üflemek! Sanatınıza hayranım doğrusu!

Bu satırları okuyan AKP’liler içlerinden kesin (işlerin yoğunluğu açısından) ‘o dönemle bu dönemle bir mi?’ diyecekler? Nesi var o dönemin, Hz. Ömer döneminde İslam topraklarının bir ucu Mısır bir ucu İran içlerine doğru.

Ayrıca ucuzluğu değersizliğiyle mum mu kalmış.

İktidarlarının ilk on yılında sadece Fetö yüzlerce milyar dolar kaçırdı.

İktidarlarının ikinci on yılında Menzil’i İsmailağası İskenderpaşası vs. bir o kadarını ihalelerle vakıflarıyla iç etti!

Artık hazretine dinine mumuna adaletinize vicdanınıza salata tarifi gibi anlattığıınız medeniyet safsatalarına inanan mı kaldı?

-Saray uludur, saray uluuuuudur, ilk on yıl Fetö onun dostudur, dostuuuuduuuuuuur, ikinci on yıl Menzil’i Mahmut hocası onuuuuun dooostuuuuuduuuuuuur!

Şimdi bu satırları Arapça söylesen kimse anlamaz Türkçe söylemeye de maçanız el vermez, peki harfine uygun dinimiz kitabımız ahlakımız nasıl olacak?

1980’li yılları güya nefretle korkuyla anıyoruz, o yılların siyasileri dilimiz geldiğince suçluyoruz lanet okuyoruz, ancak, şöyle bir hatırlatma yapalım, bugün 80’li yılların Türkeş’ini dahi arıyoruz, çünkü, bugün Türkeş’in yedinci sınıf kopyaları dahi yok.

Bugün Ecevit’in Erbakan’ın beşinci sınıf düşük ucuz kopyalarını dahi göremiyorsun.

Davutoğulları Babacanları vs. alayını topla Özal’ın üçüncü sınıf taklidi dahi olamazlar.

Yani, bir yandan ‘Türkeş uludur uludur’ diyenler Türkeş’in tırnağı dahi olamıyor.

Diğer yandan, İmamoğlu, topla, Kaftancıoğlu, topla Kılıçdaroğlu, hepsini topla bir Özal dahi olamıyor, ama:

-Sıcak paraaa uluuuuudur uluduuuur, sıcak paradan başka manitu yoktur, diye her gün beş vakit ezan okuyanlar da kendileri.

Siyasette her gün okunan ezanları doğrusu kafam karıştı biz mi yanlış duyuyoruz, siz mi harfleri yanlış okuyorsunuz?

-Saraaaayyy uluuuuuudur onu eleştirmeye kimsenin .ötü yetmeeeeezzzzzzz.

Buradaki ‘harf’ hataları nerede?

-Akşener uluuuudurrrrr, gladyoyu eleştirenlerin alayı dinden partiden kovuluuuurrrrrrr

-Babacan Zeus’unnnnn manitası Borsaaaa’nın gayri meşru çocuğuduuuuuuuuurrrrr

-Demirtaş, Kavala, Kaftancıoğlu, uluuuuuuduuuuuuuuur, onlardan başka siyasi çözümmmm yoktuuuuuuurrrrrr!

-Habertüüüüürkkk şapşal tanrıların yaşatıldığı Olimpiyos Dağı’dıııııırrrr!

Hergün günde on vakit okunan bu ezanlardan anladığım, 80’li yılların Tanrılarını dahi eleştirebilen 80’li yılların Tanrılarının harfini dahi değiştirebilen çıkmadı.

Bu ülkeden anladığım Tanrılar çabuk büyüyor ve geç ölüyor.

Bu tanrıları öldürecek yok sayacak kovacak yeni ve sert devrimci yorumcular da bulamıyoruz.

Apollon gibi ölçülü saygın ve Diyozen gibi kendinden geçmiş yeni Tanrılar’a ihtiyacımız varsa da bütün Tanrılarımız sarayın ekranların şaşaasına modasına şöhretine parasına kapılıveriyor.

Ki, artık bu ezanları kim değiştirsin!

-Sakıııınnnnnnn çalışmaaayııııınnnnnn

-Amaaan müslümanlar bir mesleeeğiiiiiniz olmaaaasın

-Ki, vicdansız olun kimseeeyeeee acımaayııııııııın…

-Amaan müslüman dert etmeyin yüreklerinizde tasaaaa hiç olmasııııın

-Ey müslüman bu yüzden Batı medeniyetine değil biz uykuyaaa yeniik düştüük… Uyurken ağzımızdan harflerimiz yastığa salyalar halinde düşüverdi.

-Duyuuun müslümanlar, dün bir yüzüğümüz dahi yoktu bugün saraylarından bal damlıyoooooor…. Odalarından süt ırmaklarıııııı. Hergün çifter dörder maaaş alıyooorlaaaar, haydii saraayaaaaaaa!

-Haydi saraayaaaa… ey müslüman değişmeyen ‘hafler’ alın alnınıza yakanıza takın, milyar dolarlık bütçeleriniz olsun donunuzu bile devlete ödettirin ama yine dini bütün müslümaan oluuuuuun!

-Buna Tanrı da inanmıyooooor, herkes müslüman herkes müslüman, bu memlekette bir türlü ilkbahaaar bitmiiiiyor….

-Saraaay ölümsüzdüüüüüür, ölüümsüzdüüüüüüüüüüür!

-Yıkılırsaaaaa yenisiiiii yapılııııııııır çünküü bu ezaaaaaan sekseeeeen yıldırrrr Türkçe söylenir kimse duymaaaaaaaaaz!

-Haydiiiiin Saraaaayaaaaaaaaaaa!

-Haydiiiinnn İmamoğlun’aaaaaaa ve elçisi Kaftancıoğlu’naaaaa ve Zeus babaları Bıden’aaaaa!

-Seksen senedir sekiz bin senedir harfi değişmez tanrılarınız sizii çağııırıyooooorrrr!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 Yorum

  1. Omurgali olmak gercekleri öbjektif bir bakisla özgürce yazabilmek konusabilmektir.Benim Nihat Genc’in yazisini begenmemdenbirisi rahatsiz olmus cünkü benim diger Veryansin yorumlarimla tamamen tersmis.Ben yalaka olmadigim icin dogru olana alkis dogru olmayanada elestiri yaparim.Bu benim kisisel yapimdir.Birilerine yaranmak icin futbol takimi tutar gibi yanlislarida alkislamak gibi bir karakterim olamaz.Insan olabilmenin birinci sarti gercekleri yazmak konusmaktir.Herkesi kendiniz gibi yalaka sanmayin.

    Cevapla
  2. Çok yaşayın.

    Cevapla
  3. Nihat abinin yazisini tuganay begenmis..!!!..Bu iste sizce de bir terslik yok mu?…Acin bakin tuganayin veryansin yorumlarina..!

    Cevapla
  4. 27 Aralık 2020, 08:23

    CUMHURİYETİ KORUYAN KOLLAYANA DÜŞMANLIK VE BU UĞURDA DA BEDEL ÖDETMEK DÜŞMANLIĞI İRAN’DAN MI? YOKSA ABD DEN Mİ? FRANSA DAN MI? YOKSA BABALARI İNGİLTERE’ DEN Mİ?

    Cevapla
  5. Nihat Genc’in gercekleri tokat gibi etrafa sallayarak yazdigi yazilardan biri.Cok güzel ve cok isabetli isabetli oldugu kadar cesurca omurgali bir gazetecinin bir yazarin durusu ile yazilmis bir yazi.Kimseye hatir edilmemis günesin bulutsuz bir gökyüzünde parladigi gibi pürüzsüz bir yazi.Evet,yobaz takiminin artik ayyuka cikan ama kimseninde metelik vermedigi vermedigi icinde daha cok ayyuka cikan bagirmalari cehennemde kicina ates degmislerin cigliklarina benziyor.Kimi Saraydan ciglik atiyor kimi sarayin kapisindan kimi Gazi Meclisin noter localarindan kimi gazete diye cikartilan ilanlarla beslenip semirtilen pacavralarin köselerinden kimi üniversite diye yutturulan ama kravatli cemaat seyhlerinin medrese agizlarindan kimi Atatürk’ün kurmus oldugu ve inanckesimlerine hizmet etmesi görevini üstlenmis olan ama bugün padisahin seyhülislami gibi calisan Diyanet dehlizlerinden ,kimi dünya toplumlarinin degeri olan müzelerimizin ele gecirilip yobazlastirilan kürsülerinden cikiyor bu cigliklar.Sanki ülke Türkiye Cumhuriyeti degil de siradan bir Islam devletiymis gibi anayasa ile degil mecelle ile yönetilen bir devlet olmus.Millet Fak-rü zaruret icinde yasamaya calisirken yoksullugun pencesinde kivranirken,itibar diye milyarlar akitilan ve millete tepeden bakan bir zillet mekani haline gelmis olan Saray ve o sarayda yukardan baktiklari milletin alin teri vergileri ile göbeklerini sisiren göbeklerini kasiyan ve kendilerine laf edenleri,türlü iki yaftalamalarla karalayan kara zihniyet.Diplomasiz ama dört yerden aylik alan,yine dört yerden aylik alip utanmadan o paralari hayir kurumlarina yatiriyorum diyecek kadar kasarlanmis hatta kamu arazisine kacak pergole yapip mangal keyfi yasamak isteyip ama hevesi kursaginda kalan sonrada evimin fotografi cekildi hedef gösterildim diye ciyak ciyak bagiran ülkeyi Dar-ül Harp olarak gören Cumhuriyet düsmanlari.Evet Nihat Genc’in ifade ettigi gibi Saray Uluuuuudur,Bunu arapca okumaniza gerek yok Türkce okuyun inanin ki Sarayin hosuna gider.Cünkü 18 yildir bu ülkede birileri peygamber,Allahin benzeri,kutsal olarak tanitilmaya calisildi.

    Cevapla
  6. Nerdeyim ben

    Cevapla
  7. Çok güzel başlamıştı yazı ve iktidardaki islamcıların iki yüzlülüğü konusunda çok yerinde bir tesbit yapmıştın. Fakat “Cumhuriyet ‘dini’ alana müdahale etmedi” dediğin andan sonrasını okumadım. Buna gerçekten inanıyorsan çok ayıp. Lozan’ı onaylamak için meclisi fesheden ve ikinci grubu dışlayarak yeniden açan ve tek parti olarak dilediğini yapan CHP Osmanlı tarihini ve dolayısıyla dinini dilini kültürünü birinci hedef olarak aldı ve yıktı. Bugünkü iktidar ne kadar yanlış yapıyorsa o zamanki iktidar da o kadar yanlış yaptı. Bırakın artık eski iyiydi yeni kötü tekerlemelerini.

    Cevapla
  8. Prof. Dr. Muammer Aksoy yeri gelmiş Erdal İnönü’ye SHP’ye, yeri gelmiş Özal’a ANAP’a eleştiriler getirmiştir. Ruhu şad olsun. Doğruları tarafsız bir şekilde kaleme alan Nihat Genç’e şehitlerimizin de huzurunda saygılar…

    Cevapla
  9. Alayına giydirmişsin abi, yine

    Cevapla
  10. 26 Aralık 2020, 16:50

    Dolar uludur diyor firavun.Ne olursan ol gel.Ak para kara para illede yesil para.80 milyon ÇALışır öder.Haman da sahibinin sesi yediğinin hakkını verecek tabiki

    Cevapla
  11. 26 Aralık 2020, 15:25

    Senin klavuzu Korkut Özal ise burnun ….tan kurtulmaz!
    Boş ver Malatya’yı sen Sakarya havzasına bak!

    Cevapla
  12. Destek olun, kitap alın, yaşatın.

    Cevapla
  13. Para kazanmakta bir sıkıntı yok.

    Ama kolay para, hırsızlık parası/erki, hortum parası, yalakalık parası/erki, maşalık erki, demokrasi ile, düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü ile, gazetecilik kisvesi ile, Allah ile/din ile aldatmak uluuuduuuuurrrr.

    Cevapla
  14. 26 Aralık 2020, 13:22

    KORKUT ÖZAL anlatmıştı: Savaş yıllarında, Malatya’da, mûzip bir vatandaş, çıkmış minâreye, «inönü uludur inönü uludur, memurlar onun kuludur, haydi nohuta haydi fasulyeye» diye ezan(!) okumuş. Buradan anlıyoruz ki, devlet memurlarına “koli”, Millî Şef de dağıtırmış.

    Cevapla
  15. Üç maddede toparlayayım yorumumu: 1. “Saray/ kral çıplak!” diyen güzel, gerekli bir yazı. 2. Bir düzeltme: “Para uluduuuuur! Din, paralının uydurduğu afyonduuuuur!” 3. Sarayın da üstünde bir yerlerde oturan birileri vardır. Bunlar, şu anda, bu türden yazıları/ eleştirileri okudukça, göbeklerini tutarak gülmekteler ve viski kadehlerini yudumlarken şöyle düyünmektedirler: “Elimizdeki danışman ajanlarımızı ve medya ajanlarımızı kullanarak Dincilerle dinci karşıtlarını; Saraycılarla Saray karşıtlarını; Türkçecilerle Arapçacıları… birbirlerine düşürmeyi yine başardık. (Saray zaten emrimizde! Öbürleri de tahmin ettiğimiz ve planladığımız gibi balıklama atladılar makaraya/ pardon konuya! Para uluduuuuur… Altın buzağı uluduuuuur… Biz uluyuuuuuz!”).

    Cevapla
  16. Tekrar ediyorum. Nihat Genç gerçek bir yazardır. İtiraf etmeliyimki cesareti beni bile usandırmıştı. Ben bile terkettim onu. Yıllarca takip ettikten sonra üstelik. Ama o kalemini bırakmadı. Yılmadı ve işte yarattığı eser ortada ve ben bu “gazeteyle” nefes alıyorum. Umarım beni affeder…

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!