DMM’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin Genelkurmay Çatı Davasında verdiği kararın gerekçesinde ‘Yurtta Sulh Konseyi’ne ilişkin tespitlerde bulunulduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Kararda, ‘Örgüt liderinin ezoterik bir dil kullanarak yaptığı konuşmadan gerekli mesajı alan örgüt üyelerinin kendilerini ‘Yurtta Sulh Konseyi’ olarak adlandırdıkları ve 15 Temmuz 2016’da bu isim altında darbe bildirisi yayımlayarak silahlı darbe teşebbüsünde bulundukları anlaşılmıştır’ tespitine yer verilmiştir.”
Ayrıca, Yargıtay’ın kararında da bu konudaki değerlendirmelere yer verildiği bildirilen açıklamada, kararda “Ülke genelindeki darbe girişiminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından oluşturulan cunta yapılanması niteliğindeki ‘Yurtta Sulh Konseyi’ adı kullanılarak gerçekleştirildiği noktasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.” ifadelerinin kullanıldığı aktarıldı.
Açıklamada, asılsız iddialara itibar edilmemesi konusunda uyarıda bulunuldu.
FETÖ’nün propaganda hesaplarından paylaşılan, “Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin Genelkurmay Çatı Davasında verdiği karara göre, ‘Yurtta Sulh Konseyi’ yokmuş.” iddiası doğru değildir.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin Genelkurmay Çatı Davasında verdiği kararın gerekçesinde… pic.twitter.com/OgfzwN0HFP
— Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (@dmmiletisim) October 28, 2024
FETÖ’CÜLER ORTAYA ATTI, DİLİPAK DA PAYLAŞTI
FETÖ’nün propaganda hesapları 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden yine bir algı operasyonuna girişti. Sosyal medyadan yapılan paylaşımlarda Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin Genelkurmay Çatı Davasında ‘yurtta sulh konseyi’ olmadığına dair karar verdiği iddia edildi. FETÖ hesaplarından yapılan bu algı operasyonuna bazı isimler de sosyal medya hesaplarından destek verdi.
FETÖ’cülerin paylaşımlarının ardından yazar Abdurrahman Dilipak da algı operasyonuna kapılarak sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Dilipak, FETÖ’cülerin manipülasyonunu gerçek sanarak, “Şaka gibi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Genelkurmay Çatı Davası’nda çıkan karara göre ‘Yurtta Sulh Konseyi’ diye bir şey yokmuş. Peki o TRT de okunan bildiriyi kim yazdı, kim okuttu… Peki şimdi ne olacak? Bu ibretten sualin cevabını verecek biri var mı? Milletçe kabus gibi bir rüya mı gördük?” dedi.